Quantcast
Channel: Electricity Turkey Magazine
Viewing all 1973 articles
Browse latest View live

Temiz Enerji Sempozyumu İTÜ’de Gerçekleşti

$
0
0

58148553c03c0e11fca2f3ba-mediumTürkiye’nin tek tematik teknoparkına sahip İstanbul Teknik Üniversitesi yenilenebilir enerji hafızasını oluşturuyor. İTÜ ve Su Vakfı’nın ortaklaşa düzenlediği 10. Uluslararası Temiz Enerji Sempozyumu’nda konuşan İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca “Günümüzde enerjiyi kontrol eden dünyaya hükmediyor. Türkiye’nin de enerji alanında dışa bağımlılıktan kurtulması gerekiyor. İTÜ’de ürettiğimiz know-how ile Türkiye’nin önünü açıyoruz.” dedi.Uluslararası Temiz Enerji Sempozyumu (UTES 2016), İTÜ Ayazağa Yerleşkesi Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde düzenlendi. Açılışta konuşan İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca, yenilenebilir enerji konusunda Türkiye’de tek tematik teknoparkın İTÜ’de olduğunu ve Türkiye’nin yenilenebilir enerji hafızasının İTÜ’de oluştuğunu söyledi.

Türkiye’nin Tek Tematik Teknoparkı

İTÜ Rektörü Prof. Dr Mehmet Karaca ”Teknoparkımıza yoğun talep vardı, sadece 22 firmaya yer verebildik. Teknopark, nükleer teknoloji alanında çalışan firmalardan, güneş enerjisi alanında çalışan firmalara kadar geniş bir yelpazede faaliyet gösteriyor. Enerji enstitümüz ile bu firmalar tamamen AR-GE yapıyor. Örneğin enerji ile ilgili 3 bin dolarlık bir kumandayı 50 dolara imal etmeyi başardık. Devlet destekli bir projeydi, ciddi anlamda bir “know-how” oluştu” dedi.

“Havacılık” ve “Yenilenebilir Enerji”de İTÜ lokomotif rol üstlendi

Prof Dr. Karaca İTÜ olarak 4 yıl önce dört tematik alanda ülkeye katkıda bulunma kararı aldıklarını ifade etti. “Enerji, malzeme, çevre – çevre teknolojileri ve havacılık” olarak belirlenen bu dört konuda havacılık alanında ciddi bir “know-how” oluştuğunu ve bu konudaki yatırımların geri dönüşünü ciddi biçimde aldıklarını ifade etti. Diğer iddialı oldukları konunun yenilenebilir enerji olduğunu kaydeden Prof. Dr. Karaca “Bu alanda ilk tematik teknoparkı kurarak önemli bir adım attık. Yakın zamanda bunun da karşılığını göreceğimize inanıyorum. İTÜ olarak Türkiye’de bilim üreten ilk 5 üniversite arasındayız. Bunu sürdürmek için var gücümüzle çalışıyoruz” dedi.

“Enerjiyi kontrol eden dünyaya hükmediyor”

Konuşmasında enerjiyi kontrol edenlerin dünyaya hükmettiğine vurgu yapan Prof. Dr. Karaca “Enerji ve su son dönemde en çok üzerinde durulan konular ve savaşların nedeni olarak karşımıza çıkıyor. Hatta bugün Ortadoğu’nun şekillenmesinde en etkin iki konu su ve enerji. Bugün dünyada problemli olan bölgelere bakın, sorunların arka planında enerji var. Enerjiyi kontrol eden dünyaya hükmediyor.” dedi.

utes-2016da-akademi-gucunu-temiz-enerji-icin-gosterdi-1024x682“Türkiye enerji konusunda her türlü teknolojiye sahip olmalı”

İTÜ Rektörü Prof. Dr. Karaca “Teknoparkımızda 22 firma fosil yakıtlardan, yenilenebilir enerjiye kadar geniş bir yelpazede faaliyet gösteriyor. Ürettiğimiz ‘know how’ı kullanarak ciddi yatırımlar yapan firmalarımız var. Elbette yenilenebilir enerjinin bir maliyeti var. Türkiye enerji konusunda her türlü teknolojiye sahip olmalı. Rekabet ettiğimiz ülkeler enerji yatırımları konusunda büyük ivme kazandı ve dünyaya teknoloji satıyorlar. Türkiye’nin de enerji alanında dışa bağımlılıktan kurtulması gerekiyor. Türkiye’de yüzde 5’in altında yenilenebilir enerji üretimi var. İTÜ’de ürettiğimiz know-how ile Türkiye’nin önünü açıyoruz. Bu alanda istihdamı artırmamız gerekiyor” diyerek sözlerini tamamladı.

“Yenilenebilir enerjinin mutfağı üniversitelerdir”

Uluslararası Temiz Enerji Sempozyumu, Sempozyum Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Duran Şahin, yenilenebilir enerji konusunun mutfağının akademik çalışmalar olduğunu vurguladığı konuşmasında, etkinlik için imkânlarını seferber eden İTÜ’ye teşekkür etti.

Prof. Dr. Şahin “Yenilenebilir enerji konusunda bugün 26 bin megavat (MW) kurulu güç var. 5200 megavat rüzgardan enerji üretiliyor. Dünya yenilenebilir enerji alanında çığır açtı. Darısı biokütle, güneş, dalga ve yer ısısı gibi alanlara. Henüz bu alanlarda yeterli yatırım yapılmadı” dedi.

“Konvansiyel enerji de yenilenebilir enerji de tek başına olmaz.”

Konya Karapınar’da 1000 megavatlık yeni bir ihale gerçekleşeceği bilgisini paylaşan Şahin “Türkiye açısından bir çığır açacak. Gelişmeler heyecan verici. Yenilenebilir enerjinin Türkiye’nin enerji sorununa çare olacağını düşünmek de doğru yaklaşım olmaz. Fosil enerji kaynaklarını da sağlıklı kullanmak zorundayız. Konvansiyel enerjiyi destekleyenler, yenilenebilir enerjiyi yetersiz bulurken, yenilenebilir enerjiyi destekleyenler konvansiyeli kirli olarak nitelendiriyor. Biri olmadan diğeri olmaz. Enerji teknolojileri konusunda yüzde 100 dışa bağlıyız. Bu sorunun çözülmesi gerekiyor ve bunun çözüm yeri de işin mutfağı üniversitelerdir” dedi


Schneider Electric, “Life Is On İnovasyon Zirvesi”nde Her Seviyede İnovasyon platformunu tanıttı

$
0
0

1478763651_sch_singapurinovasyon_bbgorsel2-mediumAsya Pasifik genelinde 12 ülkeden 300’den fazla temsilci, güç ve otomasyonun yeni bir gerçeklik için yeniden tanımlanmasını içeren bilgileri ve bakış açılarını paylaşmak için bir araya geldi. Zirve kapsamında yer alan Innovation Hub’da ise binalar, fabrikalar, tesisler, veri merkezleri ve evler için Nesnelerin İnterneti ile birlikte ortaya çıkan birbirlerine bağlı deneyimler görücüye çıkartıldı.

Enerji yönetimi ve otomasyonda global uzman olan Schneider Electric, Life is On İnovasyon Zirvesini Singapur’da gerçekleştirdi. Tüm gün süren zirve, Asya Pasifik bölgesi genelinde 12 ülkeden hükümetler, iş dünyası ve akademik dünyadan 300’den fazla katılımcıya, bölgenin enerji ve otomasyon durumunu şekillendiren en güncel trendleri, teknolojileri ve yenilikleri tartışmak üzere ev sahipliği yaptı.

1478763650_sch_singapurinovasyon_bbgorsel1-mediumSchneider Electric’in 31 Mart – 2 Nisan tarihlerinde gerçekleştirdiği Paris İnovasyon Zirvesinin bir uzantısı olan Singapur İnovasyon Zirvesi’nde, Her Seviyede Inovasyon platformunu da tanıttı. Schneider Electric, Her Seviyede Inovasyon platformunda, bağlı ürünler, eşik kontrolü ve uygulamalar, analitikler ve hizmetler sayesinde şehirleri yeniden şekillendirmek, endüstrileri dönüştürmek ve hayatları zenginleştirmek için Nesnelerin Interneti kavramının gücü ve vaadinden faydalanıyor.

Heyecan Verici Bir Bölge İçin Bağlantılı Teknolojiler

Schneider Electric Doğu Asya ve Japonya Bölge Başkanı Tommy Leong, Life is On Inovasyon Zirvesinde yaptığı konuşmada Asya Pasifikin, Schneider Electric için heyecan verici bir bölge olmaya devam ettiğini belirtirken, “Yapmak istediğimiz, bölgenin enerjisini ve süreçlerini müşterilerimiz için güvenli, güvenilir, verimli ve sürdürülebilir bir şekilde yönetebilmesine yardımcı olacak bağlı teknolojiler ve çözümler geliştirmek ve sunmaktır. Bu Zirve Schneider Electric’in müşterileri ile daha yakın temasta olmasını sağlamak ve onları önümüzdeki inovasyon eğrisinde bir adım önde kalmalarını sağlayacak şekilde güçlendirmek için iyi bir platform sunuyor.” şeklinde konuştu

Singapur İnovasyon Zirvesi’ne katılan Schneider Electric CEO’su ve Başkanı Jean-Pascal Tricoire ise yaptığı açılış konuşmasında Schneider Electric’in, elektriğin daha fazla kullanıldığı, daha fazla karbondan arındırılmış, merkezi olmayan ve dijitalleştirilmiş yeni bir enerji dünyası için gücü ve otomasyonu yeniden tanımlamasının yanı sıra Life Is On stratejisinin her yerde, herkes için ve her zaman var olmasını sağlayan “Her Seviyede İnovasyon” vaadini açıkladı.

1478763647_sch_singapurinovasyon_bbgorsel5-mediumLux Research Asya Pasifik Bölgesi Genel Müdürü Cort Isernhagen ise zirve kapsamında yaptığı konuşmasında “Operasyonel Teknoloji, önemli itici güçlerinden biri olan Nesnelerin İnterneti’nin de etkisiyle büyük bir devrimden geçiyor. Schneider Electric gibi teknoloji sağlayıcıları tarafından sunulan yenilikler, IT ve OT’nin kesiştiği noktada en çok ihtiyaç duyulan dönüşümü hızlandırıyor. Sonuç olarak, son kullanıcıların, enerji ve otomasyonun yeni dünyalarının doğrudan bir sonucu olarak, büyük ölçekte operasyonel verimlilik elde edeceklerine inanıyoruz.” dedi.

Zirvede ayrıca, Daha Serin Bir Gezegen İçin Verimli Binalar, 3D+E Olan Yeni Enerji Dünyası, Sezgisel Sektörler, Veri Merkezi: Bulutta ve Edge’de ve Yeniden Tanımlanan Güç Dağıtımı dahil olmak üzere inovasyonun ve en son teknolojilerin kullanımının önemli olduğu birçok tema üzerinde duruldu.

Zirve konuşmacıları arasında yer alan GTECHS Vietnam Direktörü Nguyen Manh Tung ise yaptığı konuşmasında “Nesnelerin Interneti kavramı Vietnam’ı akıllı bir ulus haline dönüştürebilir. Öncelikli alanlar arasında akıllı şebekeler ve ulaşım yer alıyor. Schneider Electric tarafından Life Is On İnovasyon Zirvesinde gösterilen cihazları ve sensörleri Vietnam’a getirmek ve yerel uygulamalarda kullanmak istiyoruz. Özellikle bulut sistemleri…” dedi.

Zirvede gerçekleştirilen oturumların aralarında temsilciler, Innovation Hub’da binalar, fabrikalar, tesisler, veri merkezleri ve evler için Schneider Electric’in en son yenilikleri ve çözümlerini ilk elden deneyimleme fırsatı buldu. Nesnelerin İnterneti ile mümkün kılınan bu yenilikler ve çözümler, IT ve OT alanlarının birbirine yaklaştıkları sistemlere bağlanabilirlik, mobilite ve analitik özellikler getirdi ve müşterilerin daha fazla verimlilik, güvenilirlik, sürdürülebilirlik ve güvenlik elde etmeleri sağlandı.

 

Light It Up KSS Programı ile güneş lambası

Etkinlikte, Schneider Electric, aynı zamanda Asya Pasifik bölgesi genelindeki kırsal topluluklara elektrik erişimi sağlama amacı taşıyan “Light It Up” programını da tanıttı. Schneider Electric çalışanları, 2016 yılında Eylül-Kasım ayları arasında bölgedeki 12 ülkede bulunan kırsal topluluklara 1.800’den fazla Mobiya güneş lambası dağıtacak.

Sektör Devleri Yine Uluslararası Asansör İstanbul’da

$
0
0

index_en_02Alanında dünyanın en büyük üç fuar organizasyonundan birisi olan Uluslararası Asansör İstanbul’un 23-26 Mart tarihlerindeki 15. buluşmasına aralarında sektör devlerinin de yer aldığı 30 ayrı ülkeden 450 firma katılıyor. İFO Fuarcılık tarafından AYSAD’ın (Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği) desteği ile Tüyap Beylikdüzü’nde toplam 50 bin metrekare kapalı alanda düzenlenecek olan organizasyon, asansöre dair tüm yeniliklere ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.

Asansör ve yürüyen merdiven sektörlerinde dünyanın ilk üç fuarı arasında yer alan Uluslararası Asansör İstanbul’un 15. buluşmasına katılımlar tüm hızıyla devam ediyor. İlk fuardan bu yana Asansör İstanbul’a aralıksız olarak katılan Wittur, 23-26 Mart 2017 tarihlerinde düzenlenecek organizasyonda da yerini alıyor. Bu fuarın Türkiye, Orta Doğu ve Asya Bölgesinde piyasadaki pozisyonunu geliştirmek ve korumak için eşsiz bir fırsat olduğunu ifade eden Wittur, geçmişten beri Asansör İstanbul’daki standlarında sürekli yoğunluk yaşadıklarını ve ziyaretçi kalitesi ile uluslararası ziyaretçilerin artışından oldukça memnun olduklarını vurguluyor. Gerek Türkiye’deki asansör danışmanları ve profesyonelleri nezdinde gerekse uluslararası düzeyde Asansör İstanbul’un başarısının altını çizen Wittur tüm yeniliklerini fuar süresince sektörle buluşturacak.

Uluslararası Asansör İstanbul 2017’yi 30 bin profesyonelin ziyaret etmesi bekleniyor!

 

Asansör Aksamı Üreticileri ve Tedarikçileri ile Asansör Taahhüt Firmalarının yanı sıra danışmanlık firmaları, onaylanmış kuruluşlar, eğitim kurumları, montaj ve güvenlik ekipman firmalarının da katılımcı olarak yer aldığı Uluslararası Asansör İstanbul 2017’ye aralarında inşaat ve yapı sektörünün temsilcileri, apartman yöneticileri, bina sahipleri, asansör kullanıcıları, proje, mimarlık, mühendislik ve danışmanlık firmaları ile Balkanlar, BDT Ülkeleri, Ortadoğu, Orta-Batı Avrupa ve Kuzey Afrika’dan sektör profesyonellerinin de olduğu yurt içi ve yurt dışından 30 bin ziyaretçinin gelmesi bekleniyor.

1992 yılından bu tarafa Uluslararası Asansör Sektörünü iki yılda bir İstanbul’da buluşturan organizasyona katılım ve online davetiye konusunda detaylı bilgi almak isteyenler, www.asansoristanbul.com adresini ziyaret edebilirler.

SBE16 İstanbul Konferansı’na Schneider Electric Damgası

$
0
0

1476885186_sch_gordon_falconer_1-mediumYapı malzemesi üreticilerini, bilim insanlarını, uygulayıcıları, mimarları, mühendisleri, müteahhitleri, akademisyenleri, sanayicileri, devlet kurumlarını ve sivil toplum kuruluşlarını bir araya getiren Sürdürülebilir Yapılı Çevre Konferanslar Serisi (The Sustainable Built Environment Conference Series) 13 – 15 Ekim 2016 tarihleri arasında ilk kez Türkiye’de hayata geçirildi.

Schneider Electric’in de üyeleri arasında bulunduğu Türkiye İMSAD’ın organizasyonuyla gerçekleşen konferansın ana teması bu yıl “Akıllı Metropoller – Sürdürülebilir ve Akıllı Binalar ile Akıllı Şehirler için Entegre Çözümler” (Smart Metropols – Integrated Solutions for Sustainable and Smart Buildings & Cities) oldu.

Akıllı şehirler konusunda önemli çalışmalara ve deneyime sahip olan Schneider Electric, Akıllı Şehirler Global Direktörü Gordon Falconer ile konferansın ilk gününe damga vurdu. “Akıllı Şehirler Yaklaşımı Yaklaşımlar” başlıklı konuşmasında Schneider Electric tarafından geliştirilen Masdar Akıllı Şehri başta olmak üzere Schneider Electric’in akıllı şehirler ve enerji yönetimi konulardaki tecrübelerini aktaran Falconer, konferansın ilk gününde ana konuşmacı olarak katılımcıların yoğun ilgisi ile karşılaştı. Falconer, Akıllı Şehir geliştirmenin yeni ve karmaşık olduğunu belirtti. Rollerin henüz netleşmediğini vurgulayan Falconer, hem devletlerin, hem de özel sektörün “akıllı şehir” konusunda yavaş geliştiğini eklediBütünsel bir vizyon, akıllı şehirlerin gelecekteki tasarımı ve altyapı geliştiricilerin artması için politikalar oluşturulması gerektiğini söyleyen Gordon Falconer, projelerin iyi planlanması ve özel sektör ile entegre bir yaklaşımın benimsenmesinin önemli olduğunu altını çizdi.

SBE16 İstanbul Konferansı’nda Şehir/Bina – Bilgi ve İletişim Teknolojileri (Urban-Bulding – ICT) başlıklı oturuma konuşmacı olarak katılan Schneider Electric Ecoexpert Kanal Direktörü Ümit Deveci, “Nasıl Akıllı ve Yeşil Bina Olunur?” başlıklı sunumunda dünyadan örneklerle trendleri ve atılması gereken adımları anlattı.  2012’de yayınlanan Enerji Stratejisi Dokümanında belirtildiği üzere Türkiye’nin 2023 yılında enerji tüketiminin GSMH başına yüzde 20 azaltılması hedefini hatırlatan Deveci, devletin konuya sahip çıkmasının başarı için önemli olduğunun ve özel sektörün bu dönüşümde öncü rolü alabilmesi için devlet tarafından cesaretlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi.

1476885183_sch_taylan_demir-mediumSchneider Electric Enerji Verimliliği Danışmanı Enes Akgün’ün de konferans kapsamında yaptığı konuşmada: “Enerji Verimliliği çalışmalarına “Geleneksel Yaklaşım” ile “Enerji Yönetimi” uygulamalarının arasındaki farkları açıklamak önemli. Tesislerin enerji verimliliği çalışmalarında geleneksel yaklaşımları benimsemek yerine sistematik bir yaklaşımla enerji yönetimi yapmaları durumunda elde edebilecekleri faydaları belirtmek gerekiyor.

Enerji yönetimi, bakış açısı geleneksel yaklaşıma göre çok daha kapsayıcı, çok daha geniş bir perspektiften olan tesis geneli bir kültür değişimidir. Bu nedenle Schneider Electric olarak biz, firmaların enerji verimliliğine geleneksel olarak yaklaşmasından ziyade şirket içi kültürü değiştirmeleri gerektiğine inanıyoruz. Bu şekilde olduğunda hem elde edilebilecek verimlilikler % 10’a varan oranlarda artıyor hem de çok daha kalıcı, yani sürdürülebilir oluyor.” dedi.

Giovenzana International B.V. Dubai Şubesinin Açılışının 10. Yılını Kutladı.

$
0
0

dsc_0251-mediumGiovenzana Int. B.V. firması sektöründe 60 yılı aşkın tecrübe ve bilgi birikimi ile ; alçak ve orta gerilim pano şalt malzemeleri, asansör revizyon kutuları, köprülü vinçlerin tüm elektirikli aksesuarlarını  üretmekte ve satmaktadır.

Firma, üretim ve pazarlama operasyonlarını, Amsterdam merkezi ofisi olmak üzere, Milan ve Budapeşte’deki fabrikalarında üretim yaparak sürdürmektedir. Bununla beraber, Dubai, Moskova, Sao Paulo ( Brezilya ) ve Hindistandaki şubeleri ile doğrudan temsil edilmektedir.

Firma, 100’den fazla ülkede bayiler üzerinden tüm dünyada geniş bir satiş ve dağıtım ağına sahiptir. Firma her yıl 80 den fazla bayilerini Dünyanın farkli ülkelerinde toplayarak enaz 2 gün ağırlamaktadır. Müşterileri ile ikili ilişkilerine çok önem vermekte olan Giovenzana firma yetkilileri, bu tip organizasyonları yeni ürünlerinin tanıtımı, yeni Pazar & pazarlama stratejilerini müşterileri ile paylaşmak ve beraber keyifli bir zaman geçirerek ikili ilişkilerini daha da geliştirmek amacıyla organize etmektedir.    

Dubai şubesinin açılışının 10. Yılı olmasından dolayı 2016 yılı bayiler toplantısı bu sene Dubai’de gerçekleştirildi.

Giovenzana Int. B.V. firması 80 den fazla farkli ülkelerden gelen bayilerini 14/15 Ekim 2016 tarihinde WYNDHAM DUBAI MARINA HOTEL ‘de ağırladı.

14 Ekim 2016 Cuma günü, firmanın sahibi ve Genel Müdürü Massimo Giovenzana, açılış konuşmasından sonra, firmanın 60 yıllık başarı serüvenini ve yeni ticari hedeflerini bayilerine sundu. Daha sonra Dubai Şube Müdürü ve firmanin Ortadogu ve Afrika pazarlarının satış Müdürü olan M. Resit Karakaplan, Dubai şubesinin 10 yıllık başarı serüveni ile yeni ürünlerin teknik özellikleri ile pazarlama yapısı hakkında sunumlar yaptı. Etkinlik, Geales Restoranta yenilen aksam yemegi ile son buldu.

dsc_0051-medium15 Ekim 2016 günü ise ikili ilişkilerin geliştirilmesi ve ilerletilmesi hedeflenerek bayiler ile, Abu Dhabi Shey Zayed Camii, Ferrari World, Burj Al- Arab, Burj Khalifa ve Dubai Mall daki muhteşem su gösterisi gezi programları yapılmış ve Tike (Turk mutfagi ) Restorantında yenilen yemek ile sonlandı.

Giovenzana International B.V. firması yetkilileri, bu yıl Dubaida yapılan bayiler toplantısının çok verimli geçtigini belirterek, davete katılan tüm firma yetkililerine  ve misafirlere iştiraklerinden dolayı katılım ve teşekkür belgesi verdiler.

KALDER’den Teksan Jeneratör’e “Jüri Teşvik Ödülü”

$
0
0

1478005322_kalder_teksan_jenerat__r_ekibi_sunum-mediumEnerji sektörünün yenilikçi firması Teksan Jeneratör, kalite ve mükemmellik konusunda çalışmalar yürüten KalDer’in ulusal çapta düzenlediği 19. Kalite Çemberleri Paylaşım Konferansı’nda ‘Jüri Teşvik Ödülü’ne layık görüldü. Kaizen Kategorisi’nde Teksan Üretim Sistemi ile finale kalan marka adına ödülü Zenit Kaizen Ekibi aldı. 

 

KalDer Ankara Şubesi’nin 19’uncusunu düzenlediği “Kalite Çemberleri Paylaşım Konferansı”nda sektörlerinde fark yaratan şirketler kalite çemberleri konusundaki uygulamalarını paylaştı. Konferansta sunum yapan sayılı şirketler arasında yer alan Teksan Jeneratör aynı zamanda Jüri Teşvik Ödülü’nün de sahibi oldu.

Teksan Jeneratör, 2012 yılından bu yana Teksan Üretim Sistemleri çatısı altında “Yalın Üretim” çalışmalarını uygulamaya devam ediyor. “Teksan Üretim Sistemi” ile birlikte üretim, stok kontrolü, lojistik, satış ve satış sonrası tüm süreçlerde yüksek oranda verimlilik artışı sağlayan Teksan Jeneratör, önümüzdeki dönemlerde de kalite ve mükemmellik alanlarındaki çalışmalarını sürdürmeyi planlıyor.

1478005322_kalder_19-kalite___emberleri_konferans_____d__l_t__reni_teksan_jenerat__r_ekibi-mediumBu ödülü almalarındaki en önemli faktörlerden birinin ekip ruhuna inanmaları olduğunu belirten Teksan Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Burak Başeğmezler, “KalDer gibi kalite ve mükemmellik konusunda yetkin bir kurum tarafından ‘Jüri Özel Ödülü’ne layık görülmemiz önümüzdeki yıllarda daha iyi projeler yapıp ödül sayımızı artırmak konusunda bizleri teşvik edecek. Ayrıca özellikle mavi yaka personelimizin bu tarz projelere desteğini ve motivasyonlarını da artıracak. Böylece projelerin sürekliliği için önemli bir alt yapı oluşmuş oldu” dedi.

Türk markaları MATALEC ile İspanya pazarına açıldı

$
0
0

1477904759_aksa_matalecÇevre dostu hibrit jeneratöre İspanya’dan büyük ilgi

İspanya’nın başkenti Madrid’de düzenlenen uluslararası elektrik ve elektronik ekipmanları fuarı MATELEC 25 – 28 Ekim 2016 tarihleri arasında gerçekleşti. Güney Amerika ve Kuzey Afrika pazarının önemli bir platformu olan MATELEC fuarında, global yatırımları ile öne çıkan Aksa Jeneratör de yerini aldı.

Elektrik ve Elektronik, Mühendislik ve Tasarım sektörlerindeki uluslararası katılımcı ve ziyaretçilerini bir araya getiren MATELEC Fuarı 25-28 Ekim tarihleri arasında gerçekleşti. 20 ülkeden 900 katılımcı firmayı ağırlayan fuarda dünyanın ilk beş jeneratör üreticisinden biri olan Aksa Jeneratör de katıldı.

Hedef pazarları yakından inceledi
Aksa Jeneratör’ün MATALEC’te pazar ile tanıştırdığı son teknolojilerle geliştirilmiş Hybrid Model çevre dostu jeneratör grubu ve dönemsel enerji çözümleri için üretilen kiralık jeneratör setleri fuarın ilgi odağı oldu.

Sektörde uluslararası iş fırsatlarını artırmak hedefiyle düzenlenen MATELEC fuarının hedef pazarları arasında Güney Amerika ve Kuzey Afrika bulunuyor. Global pazarda gücünü artırarak dünyadaki ilk üç jeneratör firmasından biri olmayı hedefleyen Aksa Jeneratör, yatırım yapmayı planladığı pazarları yerinde inceleme imkanı bularak önemli görüşmeler yapma fırsatı buldu.

Matelec, Lightec ve Sanayi olarak üç ana alana ayrılan fuar; farklı ziyaretçi profilleri hedef sektörler ile daha avantajlı ve verimli bir toplantı yapma imkanı sundu. Fuara katılım gösteren sektörlere özel seminerler, mesleki toplantı ve kongrelerin olduğu yoğun bir programa sahip fuar,  tüm sektörler için potansiyel işbirliklerine zemin hazırladı.

VAEST, Silikon Kompozit İzolatörleri

$
0
0

vaest-teknik-revVAEST, İletim hatları ve güç merkezleri için gerilim seviyesi 12kV dan 550kV’a kadar Silikon Kompozit İzolatörleri imalatı IEC standartlarına uygun bir şekilde düzenli olarak devam etmektedir. Üretim sırasında ürüne bağlı olarak hem macun hem sıvı silikon kullanılmakta mekanik dayanım ise ECR çubuk ve tüplerle sağlanmaktadır.

Silikon Kompozit İzolatörlerin Avantajları

150 yıllık geçmişi olan porselen izolatörlere karşı Polimer İzolatörlerin kullanım yerleri ve tercih edilişi her geçen gün artmaktadır. Önce askı ve gergi izolatörlerinde kullanılan polimer izolatörler zamanla mesnet ve cihaz izolatörlerinde( oyuk) kullanılmaya başlanmıştır.

Yalıtım yeteneği, kirli havalara karşı üstünlüğü, mekanik dayanım için tasarım kolaylığı, hafifliği, çevre ve insan sağlığı için güvenirliği polimer izolatör kullanımını tercih edilebilir konumuna getirmiştir.

Elektrik iletim ve dağıtım kuruluşları ile cihaz imalatçıların Kompozit İzolatör kullanımını tercih etmelerinin sebepleri.

5-1-vaest-teknik-revKırılganlığının az oluşu: Taşıma, montaj ,yükleme ve servis aşamalarında meydana gelen kırılmalar hem işletmecileri ve hemde cihaz imalatçılarını en çok üzen konular olmuştur. 500kV bir akım transformatörünün bir tek yaprağının (pedigot) kırılması tüm cihazı kullanılmaz hale getirebiliyor. Bazen işlerin geride kalmasına ve gecikmelere meydan verdiği görülmüştür.Polimer izolatörde böyle bir durum çok az olmakla beraber, kopan parçanın sorunsuz tamiri mümkündür.

 

Hafif olması: Kompozit izolatörler, porselen izolatörlerin yarısından daha az ağırlıktadır. Bu sayede taşıma, montaj kolaylıkları vardır. Hafiflikleri sayesinde, çelik veya beton ayakların ağırlığını ve montaj işçiliğini azaltarak maliyetini düşürmektedir.

 

Kirli havalarda kullanılma özelliği: Silikon kauçuk yüzeyinin suyu dışlama özelliği vardır. Bu sayede üzerinde biriken kir tabakasını kolayca akıtabilmektedir. Bu özelliği , YG transformatör merkezlerinde veya enerji nakil hatlarındaki polimer izolatörlerden imal edilmiş cihazlarıın bakım veya yıkama gereksinimini ortadan kaldırmaktadır. Porselen izolatörlerde yüzeyin temizlenmesi , yağlanması veya silikon kaplanmasını gerektirrmektedir.

 

UV Dayanıklığı, Silikon, UV ve ozona karşı dayanıklıdır. Silikon ışınları emmesi, doğal ışık radyasonunun dalga boyunun altında değerdedir. Bu özellik UV radyosyonuna karşı kararlı olmayı sağlamaktadır.

Hidrofobik olması, Silikon kauçuk olarak imal edilmiş izolatör gövdesi hidrofobik yapıya sahiptir ( üzerine gelen suyu itme yeteneği vardır). Yaprak üzerindeki su düz tabaka yerine damlacıklar halinde durur. Damlacıklar halinde olması, izolatör üzerinde kaçak akımların oluşmasını engeller veya çok aşağı seviyeye indirir.

Bu sayede, yağmurlu veya rutubetli havalarda elektriğin yüzeysel atlamasını önler ve gerilim dayanım kuvvetini artırmış olur. Düşük kaçak akım değeri sayesinde, yüzeyde deşarj oluşmasını ve aşınmayı (erozyon) azaltır.Hidrofobik özellik, izolatörün kendini temizleme özelliği yaratarak kullanım süresini uzatmaya ve ihtiyaç duyulabilecek bakım giderlerinin maliyetinin azalmasını sağlar. Hidrofobik özelliğin gerekçesi, silikon kauçuğun düşük molekül ağırlık yapısındandır. Silikonun düşük molekül ağırlığa sahip olması gövde üzerinde ıslanmayan bir tabakanın oluşmasını sağlamaktadır. Bu tabaka son derece ince, az sayıda molekülden oluşmuş fakat tüm yüzeye yayılmış hidrofobik tabakadır.Düşük molekül ağırlığı sayesinde silikon izolatörün yüzeyine yayılmıştır. Bu özelliğin yaşamboyunca dikkate alınmayacak kadar azaldığı ve bu azalmanın diğer özelliklerine etkilemediği kanıtlanmıştır. Silikonun bir başka özelliği, kirlenmiş zerrecikleri enkapsüle etmesidir.Çok kirli havalarda, hidrofobik özellik geçici olarak azalabilir fakat hava koşulları nomale döndüğünde tekrar eski haline gelir. Bu konuda yapılan 1000 saatlık tuz buharı testinden sonra bir kaç gün içerisinde başlangıçtaki hidrofobik değere döndüğü görülmüştür. Havanın kuruması ve ortam sıcaklığının artması, UV ışınlarının varlığı geri dönüş süresini kısaltmaktadır

 

Çok iyi yalıtkan malzeme özelliğine sahip olması

Teknik özellikleri ile silikon kauçuk malzemenin yalıtım değerleri çok yüksektir. Bu nedenle

standartlar, silikon kauçuk ile imal edilen izolatörlerin kirli hava koşullarında yüzeysel atlama sınıfının porselene göre bir basamak avantajlı: olabileceğini belirtmiştir.

 

Aşınma direncinin yüksek olması

Silikon kauçuk malzemesininde ancak çok ağır hava koşullarında deşarj olma özelliği vardır. Meydana gelebilecek en kötü deşarj porselenin sahip olduğu deşarj değerinden azdır. Silikon katkı maddeleri ve izolatör tasarımı ile bu deşarj değerinin azaltılması mümkündür.Bu husus , ark ve alevlenme deneyleri ve 1000 saatlik hızlandırılmış tuz buharında yapılan yaşlanma testi ve 5000 saatlik periyodik test ile kanıtlanabilmektedir

 

Sismik dayanıklığı:

Porselenle karşılaştırıldığında daha hafif olması ve darbelere ve depreme karşı daha dayanıklı olmasının kanıtıdır. MML (maksimum mekanik yük) değerinin belirlenmesinde deprem riski dikkate alındığında ayrıca önlem alınmasına gerek yoktur.

 

İçbasınç ve dış saldırlara karşı dayanım:

Elektrik techizatın içerisinde meydana gelebilecek sorunlar veya aşırı basınç artışı porselen izolatör kullanımında cok ciddi sonuçlar doğurabilir.Gaz patlaması sonunda, patlayan izolatör parçaları çevrede bulunan insanlara veya transformatör merkezinde bulunan diğer cihazlara zarar verebilir. Oysa kompozit izolatörlerde olay lastik tekerleğin patlama biçimindedir ve çevreye zarar vermesi söz konusu değildir.

Dışarıdan gelecek saldırılarda da porselen kırılarak çevreye zarar verirken, polimer izolatörde parçalanma olmadan sadece bir delik açılması şeklinde olur.

 

Kısa teslim süresi:

Porselen izoltörlerle karşılaştırıldığına istenilen geometrik şekilde imalatın kolay olması ve imalat süresinin çok kısa olması cihaz imalat sürecinin kısalmasına ve stok maliyetinin azalmasına sebep olmaktadır.


Makine Komponentinden Bilgi Yöneticisine

$
0
0

christian-zingg_eatonYazan: Christian Zing

Eaton İnovasyon & Global Makine Üretim Segment Direktörü

Geleceğin akıllı fabrikalarına ilişkin tartışmada, pek çok makine ve tesis üreticisi, genellikle Endüstri 4.0’a en iyi yaklaşımın nasıl olacağından pek emin olamıyorlar. Pek çok durumda en önemli odak noktaları, ERP sistemleri ile entegrasyon, büyük veri, bulut ve emniyet gibi konular oluyor. Bununla birlikte ilk temel adım, IoT’ye (Nesnelerin Interneti) hazır, akıllı komponentler kullanan makineler üretmektir. Bu temel, sürece özel bilgileri kullanarak katma değer yaratmak ve son kullanıcılara yönelik yeni servisler geliştirmek için yeni fırsatlar yaratmaktadır.

Geçmişte bir komponentin fonksiyonu belirli bir uygulamada kullanılması için temel etkendi. Motor yolvericiler için bunun anlamı, motorun çalıştırılıp durdurulması ve korunması için hem güvenilir hem de emniyetli bir yöntemi garantilemekti. Bu açıdan, komponentin kendi fonksiyonuna bağlı olarak diğerlerinden ayrıldığı düşünülür ve geniş kapsamlı standartlaşma nedeniyle çok daha kolay değiştirilebilir hale gelmektedir.

Trendlerin daha fazla network ve veri derinliğini işaret etmesiyle birlikte, gelecekteki komponentler tam haberleşme yeteneği ve kendi artırılmış zekâsı ile birlikte gelmek zorunda kalacaktır. ‘Endüstri 4.0’ bir dereceye kadar komponentlerin geri bildirim sağlama yeteneklerini de tanımlamaktadır. Bu tanım kapsamlı bir tanım değildir, ancak bu yönde atılan ilk ve gerekli bir adımdır.

Bunun bir parçası olarak, makine ve tesis üreticileri için cihazları ve çözümleri, IoT’ye hazır ve gelecekte de kullanılabilecek ekipmanlar üretmek için kullanılabilir hale getirmek önemli bir hale gelmektedir. Bir parça üreticisi olarak Eaton, uygulamanın kendi kendini analiz etmesinin daha fazla ürün geliştirmek için çok önemli olduğuna inanmaktadır. Bunun nedeni, makine üreticisinin, şalt cihazından çok motorun fonksiyonu ve durumu ile ilgilenmesidir.

ea007860-sps-ipc-drives-2016Motor bakımı geleneksel olarak, cihaz transformatörü ve sensörler gibi ek elemanlara ihtiyaç duyulmaktadır, ancak bunlar ek maliyet, karmaşıklık, yer ve çaba gerektirirler. Bugün Eaton, diğer akıllı komponentlerle bu bilgiyi paylaşmadan önce güç tüketimindeki sapmaları belirlemek için, şalt cihazlarını yeterince akıllı yapmak amacıyla manuel motor yolvericilerini kullanmaktadır. Buna göre, sapmanın doğası ve genişliğine bağlı olarak, işletmeyi sürdürmek ve bakım gereksinimini bildirmek için bağımsız adımlar atılmaktadır.

Bu trend yayılacak ve entegre işlem gücünü ve algoritmaları kullanan cihaz fonksiyonlarında artış olacaktır. Fonksiyonellik müşteri uygulamalarına uygun olarak da hazırlanabileceklerdir. Bu bağlamda, uygulama uzmanları ile işbirlikleri, kullanıcı süreçleri ve gereksinimlerine ilişkin detaylı bilgiler gittikçe önemli bir rol oynayacaklardır.

Gelecekte, haberleşme özellikli akıllı cihazlar, otomasyon piramidinin en alt seviyesinde entegre bir sistem yaratmak için kullanılacaklar. Bu seviyede bu cihazlar, verileri toplayıp analiz edecekler ve var olan sorunlara bağımsız bir şekilde yanıt verme yeteneğine sahip olacaklar. Ayrıca, istek üzerine var olan herhangi bir seviyede gerekli bilgileride sağlayacaklardır. Bu düşük seviyede gerçek verilerle haberleşme ve onların sorgulanması, makine ve tesis üreticileri için yeni iş modelleri yaratacaktır. Bu nedenle örneğin bir son kullanıcının, son 24 saatte makinesinin harcadığı gücü sorgulamak için akıllı telefonunu veya bulut modelini kullanmak istemesi düşünülebilir. Makine üreticisi daha sonra, isteğe bağlı bir seçenek olarak sunulan böyle bir servis için fatura kesebilir.

creepy-blue-headYalın bağlantı ve haberleşme sistemi SmartWire-DT ve onun akıllı bileşenleri ile Eaton, bu alanda öncüdür. Nuremberg’deki SPS IPC Drives’da, Eaton İsviçreli çözüm iş ortağı ATP Hydraulik ile birlikte geliştirdikleri bulut bağlantılı ve akıllı hidrolik birimini tanıttı. Bununla birlikte Eaton, müşterilerinin bilgiyi toplayan, analiz eden ve yöneten akıllı komponentleri kullanarak makinelerini bugünden IoT’ye hazır hale getirmelerini sağlayan bir yaklaşım sergilemektedir.

Erse Kablo, İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Arasında Yükseliyor

$
0
0

ikinci_iso_500-logoİstanbul Sanayi Odası tarafından açıklanan 2015 yılı Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması sonuçlarına göre; Erse Kablo, 2015 yılı performansıyla Türkiye’nin en büyük ikinci 500 sanayi kuruluşu arasında yer alarak, geçen yıla göre daha üst sıraya çıkma başarısını gösterdi.

Erse Kablo Genel Müdürü Selami Sivritepe; Sektöre yön veren zayıf akım kablo üreticileri arasında yer alan lider marka olarak, bu başarılarında emeği geçen tüm değerli çalışanlarına, iş ortaklarına teşekkür ederek, başarılarının birlikte artarak devamını diledi.

Erse Kablo, 20 yıllık tecrübesi ile yaptığı sürekli ve öngörülü yatırımlarla, bugün koaksiyel, kumanda, sinyal-kontrol, veri iletişim, lan kabloları, haberleşme, yangına dayanıklı kablolar, enstruman, silikon, gemi kabloları ve her tip özel kabloyu kendi bünyesinde üreterek alçak gerilim kabloları üretimiyle geniş ürün yelpazesine sahip.

Erse Kablo, ISO İkinci 500 içerisinde yer alan ilk zayıf akım kablo firması olarak, geniş üretim kapasitesi, kalite anlayışı, etkin hizmet değerleri, müşteri ilişkileri organizasyonu ve güçlü bayi yapısıyla, yurtiçi ve yurt dışı projelerdeki başarısını sürdürülebilirlik anlayışıyla tamamlıyor.

FLIR, Dünyanın İlk Termal Görüntülemeli Pens Ampermetresinin Mevcudiyetini Duyurdu

$
0
0

flir_cm174_current_three_phase-mediumDünyanın IGM™ (Kızılötesi Kılavuzlu Ölçüm) teknolojisine sahip ilk termal görüntülemeli pens ampermetresi yeni FLIR CM174’de elektrik teknisyenleri hızlı ve verimli bir sorun giderme ekipmanına sahipler.

Uzun bir süre için, elektrik teknisyenleri kompleks ve karmaşık problemlerin sebebini her defasında bir ölçüm yaparak bulmaya çalıştılar. Birçok defa problemin gerçek kaynağı hiç bir zaman bulunamadı, bu da müşterilerin geri aramaları ve elektrikçilerden aynı problemi çözmelerini tekrar tekrar istemeleriyle sonuçlandı.

Sadece çözdüklerini düşündükleri problemlerin sorun gidermesi ile zaman harcamakla kalmadılar, aynı zamanda hangi problemlerle karşı karşıya olduklarını bilmeksizin kendi güvenliklerini de tehlikeye attılar. FLIR CM174 bu belirsizliği sonlandırıyor.

FLIR CM174 600A AC/DC Pens Ampermetresi, FLIR IGM teknolojisine gücünü veren yerleşik bir termal kameraya sahip, bu kamera kullanıcıları görsel olarak sıcaklık farklılıklarına yönlendiriyor ve anormalliklerin yerini tam olarak saptıyor, böylece kullanıcılar sadece semptomu değil, sistemi tamir edebiliyor, ekipmanı çalışır hale getiriyor ve tekrar bozulmamasını garanti altına alıyor.
Elektrikçiler araştırdıkları problemler dışında sorunları bile bulabiliyor, böylece işlerinin kapsamını genişleterek daha fazla iş hacmi yaratabiliyorlar. Örneğin, arızalı bir motor kontrolörünün ekipmanın çalışmamasına sebep olduğu önsezisine sahipken, FLIR CM174’ü kullandıktan sonra aşırı ısınan bir motor veya gevşemiş bir bağlantının probleme sebep olduğunu ortaya çıkarabiliyorlar.

Eğer bir elektrikçi karışmış kablolarla karşı karşıyaysa veya kompleks panolarda risk taraması yapıyorsa, güvenli bir uzaklıkta durarak IGM yardımıyla panoya dokunmaksızın anormallikleri bulabilir. Dar çeneye sahip tasarımı ve dahili çalışma lambaları, pens ampermetrenin dar alanlarda kabloların arasından geçmesini ve yetersiz ışığa sahip ortamlarda çalışmasını kolaylaştırıyor.

FLIR CM174 gelişmiş ölçüm özellikleriyle bulguları doğrulayarak en kompleks elektrik problemlerinin çözümüne yardımcı oluyor, bu durum tamiratların kontrol edilmesi ve problemli alanların normale döndüğünden emin olunması için hayati önem taşıyor.

Megger Transformatörler ve Diğer Trafo Merkezi Bileşenleri Testleri İçin Eksiksiz Bir Çözüm Sunuyor

$
0
0

trax220_top_klein-mediumGeniş bir yelpazede testler gerçekleştirme kabiliyetine sahip kompakt trafo merkezi test sistemlerine olan artan talebin neticesi olarak Megger yeni ve yenilikçi TRAX test setleri ailesini geliştirdi.

Çok yönlülüğü kullanım kolaylığıyla birleştiren TRAX 220 kendi türünün en hafif test setidir – taşıma çantasıyla birlikte sadece 32 kg. ağırlığındadır- ve havayolu ile yolcu beraberindeki bagaj olarak bile taşınabilir. Kompakt yapısına rağmen bu test setleri performanstan ödün vermez ve ayrı ayrı ekipmanlar kullanılarak elde edilebilecek doğrulukta ve güvenirlikte sonuçlar verir.

Transformatör ve genel trafo merkezi testleri için optimize edilmiş olan TRAX test setleri; örnek olarak sargı direnci, dönüşler oranı, uyarma akımı, kısa devre empedansı, tan delta, kapasitans, stray kayıpların frekans yanıtı, CT ve VT testi ve devre kesici zamanlaması ve hareket analizi ölçümünü de içeren 20’den fazla testi gerçekleştirme kabiliyetine sahiptir.

Bu setler geniş bir akım ve voltaj aralığı oluşturulmasına ve yüksek doğrulukta ölçümler yapılmasına olanak sağlar. TRAX220, 200 A maksimum AC çıkış kapasitesine sahipken TRAX280 için bu değer 800 A’e kadar çıkmaktadır. Opsiyonel bir akım güçlendirici ile iki ünite için de bu değer 2000 A’e kadar artırılabilmektedir. Kullanıcılar dâhili TRAX “uygulamalarını” kullanarak tamamen manüel kontrolle veya kılavuz yardımıyla test yapma seçeneğine sahiptir.

Bütün uygulamalar sadece belirli bir test fonksiyonunu yerine getirir – örneğin dönüşler oranı ölçümü veya sargı direnci ölçümü-  ve cihazın bu test için gerekli olan ayarlarını otomatik olarak yapar. Bütün gereksiz bilgiler ekrandan kaldırılır ve sadece yapılan teste ilişkin bilgiler ekranda kalır. Bu uygulama temelli yaklaşım TRAX test setlerinin kullanımını kolaylaştırır ve sezgisel bir hale getirir, böylece uzun süreli kullanıcı eğitimlerine duyulan ihtiyacı da ortadan kaldırır.

3d69d2afc8c8adb9087f7bed4cca73ae_xl-mediumMegger’in yeni ve yenilikçi TRAX test setlerinin diğer önemli özellikleri; 50 V’a kadar olan uyum geriliminde 100 A’e kadar tam DC kullanılarak gerçekleştirilebilen en son teknoloji transformatör sargı direnci ölçümleri; dinamik yük altında kademe değiştiricisi (OLTC) ölçümleri;  yüksek parazitli şalt sahalarında bile tam ölçüm yapılmasını sağlayan fevkalade enterferans önleme özelliği; 5 ila 500 Hz aralığında değişebilen geniş çalışma frekansı aralığı (tan delta ölçümleri için 1 ila 500 Hz); Megger’in patentli teknolojisi kullanılarak tan delta ölçümlerinin sıcaklığının bireysel olarak düzeltilmesi ve yine patenti Megger’e ait bir başka benzersiz özellik olan otomatik gerilim kontrolü tespiti.

En yüksek seviyede operatör güvenliği sağlamak adına tüm TRAX test setleri; topraklama döngüsü tespiti özelliği, çift güvenlik kilidi ve endüktif ölçüm objelerinin hızlı deşarj olmasını sağlayan aparatlara sahiptir. Opsiyonel bir ikaz lambası eklenmesi için de gerekli altyapı mevcuttur.

Şu an için Megger TRAX çok fonksiyonlu transformatör ve trafo merkezi test setleri ailesinin üç modeli bulunmaktadır. 200 A çıkış kapasitesine sahip TRAX220 ve 800 A çıkış kapasitesine sahip TRAX 280, kullanıcı ara yüzü ve test sonuçlarının görüntülenmesi için bütünleşik renkli dokunmatik ekranlara sahiptir. TRAX220 ile benzer özelliklere sahip TRAX 219 dokunmatik ekrana sahip değildir ve harici bir bilgisayara bağlanarak çalışacak şekilde tasarlanmıştır.

TRAX test setleri için; tan delta ve kapasitans ölçümlerinde kullanılan TDX120 ünitesi, transformatörlerin trifaze ölçümlerinde kullanılan TSX130 ünitesi ve 2000 A’e kadar olan yüksek akım testlerinde kullanılan TCX200 ünitesini içeren opsiyonlar mevcuttur.

Mersen Düşük Güç Kaybına Sahip Yeni HV UTE Standardı Sigorta Sınıfını Piyasa Sundu

$
0
0

mersen-puts-out-new-range-hv-ute-standard-fuses-low-power-losses-28207-9913822Bu yeni Limitor® HV UTE 24kV sigortaları, C64-210 UTE standardına uygun olarak HV (yüksek gerilim)/LV (düşük gerilim) güç ve dağıtım transformatörleriyle beraber HV güç aktarım sistemlerini korumak için tasarlanmıştır.

Ürün Yöneticisi Claire Roche: “Bu yeni sigortalar, SF6 yalıtımına veya kompakt hava yalıtımına sahip sigortalı anahtar tesisatı kombinasyonlarında kullanılmak üzere çok düşük güç kaybına sahip olacak şekilde özel olarak tasarlanmıştır. Bu sınıf, hem işletme maliyetlerini azaltacağından dolayı ekonomik; hem de mevcut yelpazeyi genişletmek için yeni sigorta değerleri eklendiği ve vuruculu ya da vurucusuz yeni modeller tüm değerlere eklendiği için eksiksizdir” dedi.

Ekonomik bir sınıf
•    Geleneksel ürünlere göre %30-40 daha az güç kaybı
•    Daha az sıcaklık artışı
•    Enerji Tasarrufu

Eksiksiz Ürün Sepeti
Yelpaze dört yeni değerin eklenmesiyle genişletilmiştir: 10A, 20A, 25A, 50A ve 32A değeri IEC 60282-1’le uyumlu olacak şekilde 31.5A değerine dönüştürülmüştür.

Tüm değerler vuruculu veya vurucusuz olarak mevcuttur.

Phoenix FLT-SEC-PLUS 264 Elektrik Kontağıyla 50 kA’e Kadar Olan Yıldırım Akımlarının Üstesinden Güvenli Bir Şekilde Gelin

$
0
0

sec-2Phoenix Contact firmasının yeni FLT-SEC-PLUS 264 tip 1 yıldırım akımı tutucuları, 230/400 volt ağında çalışan şebeke beslemelerinde kullanılmaktadır. Konum başına 50 kA’e kadar olan yüksek yıldırım akımları durumunda bile sistemler korunur ve etkilenmeksizin çalışmaya devam edebilir.

Güvenli Enerji Kontrolü (SEC) teknolojisi sayesinde, koruyucu cihazlar yüksek performans ve dayanıklılık gösteriyor.  Kıvılcım aralığı herhangi bir hat takip akımını güvenli bir şekilde önler. Bunun avantajı, yıldırım çarpması durumunda tüm tesisatın yükünün en az bir değere indirilmesidir.

Kompakt tasarımı alandan tasarruf edilmesini ve kurulum esnekliği sağlar. Bu yüzden artık, 500 A’e kadar olan akımlarda, ayrı bir yıldırım tutucu yedek sigorta gerekmemektedir. Sistem çıkışında yer alan bileşenler cihazların düşük gerilim koruma seviyesi sayesinde korunmaktadır.

asdaKolay okunur durum göstergesi ve kayan uzaktan gösterge kontağı, kullanıcının cihazların durumu hakkında sürekli olarak bilgilenmesini sağlar. Koruyucu cihazların periyodik bakımları, Checkmaster 2 test cihazı ile hızlı ve kolay bir şekilde halledilir. Tip 1 yıldırım tutucular test edilmiş ve Tip 2 kombinasyon yıldırım tutucular olarak sertifikalandırılmıştır.

Schneider Electric’ten, Çelik Devi ArcelorMittal’e Enerji Tasarrufu Çözümü

$
0
0

1478185607_arcelor_mittal_gorsel_031116Çelik üreticisi devi ArcelorMittal, toz toplama sistemlerinde Schneider Electric’in ATV1200 hız kontrol cihazını kullanarak enerji tasarrufunda yeni kazanımlar elde ediyor. Schneider Electric, işletmeler ve toplumlar için enerji verimliliği çözümleri konusunda bir uzman olan EDF Optimal Solutions ile kurduğumuz ortaklık sayesinde bu çözümü, önemli bir sermaye yatırımı yapmadan ArcelorMittal’in Fransa’daki Fos-sur-Mer fabrikasında uygulamaya koydu.

Yılda 116 milyon tonluk ham çelik üretimi ile dünya pazarındaki tüm çeliğin yaklaşık yüzde 10’unu temsil eden dünyanın önde gelen çelik üreticisi ArcelorMittal, toz toplama sistemlerinde Schneider Electric’in ATV 1200 hız kontrol cihazı ile enerji tasarrufunda yeni bir boyuta geçti.

Bir sinter tesisi, iki adet maden eritme ocağı, bir çelik fabrikası, bir sıcak haddeleme tesisi ve bitim işlemi tesisinden oluşan entegre tesiste, geçmişte toz toplama işleminden tutarsız sonuçlar elde eden ArcelorMittal, yeni çözümle birlikte garantili sonuç elde etmenin yanı sıra enerji ve işletme maliyetlerini azaltmak isterken aynı zamanda sermaye yatırımlarını da en aza indirmeyi hedefleyen bir çözüm için Schneider Electric ile işbirliğine gitti.

Enerji yönetimi ve otomasyon alanında global uzman olan Schneider Electric ve EDF Optimal Solutions işbirliği ile 4 aşamada gerçekleştirilen proje; ayrıntılı bir enerji çalışması, gerçek çözüm uygulaması, enerji performans takibi ve izlemenin yanı sıra, yedek parça stoğu, önleyici bakım, yerinde destek ve telefon desteği de sağlayan bir bakım sözleşmesini kapsıyor.

Altivar hız kontrol cihazlarının enerji verimliliği, EDF ile yapılan ve ArcelorMittal tarafından en az sermaye harcaması ile sonuçlanan performans taahhüdü sözleşmesinin temel bileşenini oluşturuyor. Proje ile aynı zamanda, ekipman güvenilirliği ve sürdürülebilirliğinde de bir artış gerçekleşirken ve ekipmanlarının kullanım ömrü artırıldı.


ADIDAS’ın Tercihi LAMP 83

$
0
0

1478521180_adidas_axis___stanbul__2_-mediumTürkiye’deki mağazalarının aydınlatılmasında uzun yıllardır LAMP 83’ü tercih eden dünya devi ADIDAS, ortaya çıkan sonuçlardan son derece memnun. LAMP 83, son olarak markanın Axis İstanbul AVM içindeki HomeCourt mağazasını aydınlattı.

 

ADIDAS ile on yılı aşkın bir süredir devam eden işbirliği kapsamında, LAMP 83, markanın farklı mağaza konseptlerine uygun olarak aydınlatma ürün ve sistemlerini tasarlayıp uygulayarak, ADIDAS’ın Türkiye’deki mağazalarının büyük çoğunluğunu aydınlattı. Metal hali de ve halojen lambalı ürünler zamanında başlayan bu işbirliği, LED çağında da tüm hızıyla devam ediyor.

LAMP 83 kısa süre önce tamamlanan proje çerçevesinde, ADIDAS’ın Axis İstanbul AVM içinde yer alan Homecourt mağazasını aydınlattı. Konsept kapsamında dört  ayrı bölümden oluşan ve toplamda 227 adet ürün kullanılan 454 m2’lik mağazada istenen aydınlık seviyesi, LAMP 83’ün verimliliği yüksek, estetik, renksel geri verim değeri  90 CRI olan SILVER ailesi, ARK ailesi ve bazı özel tasarlanmış ürün çözümleri ile yakalandı.

ADIDAS’ın LAMP 83 ile beraber çalışmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren firmanın mimarlarından Eren Kılıç, LAMP 83’ün tescilli kurumsal politikası ve prensibi olan Doğru Aydınlatma’nın perakende sektöründe müşteri tarafına yansıyan etkisi ve önemini, şu sözleriyle vurguladı: “Bizim ADIDAS olarak hedefimiz, aydınlatmanın müşteriyi mağaza dışından içeriye çekecek kadar kuvvetli ve doğru ürünle buluşturacak kadar iyi tasarlanmış olmasıdır. İyi bir müşteri deneyimi sağlamak ve müşteriyi seçtiğimiz ürünlerle buluşturmak için aydınlatmanın sınırsız yardımını kullanıyoruz. Mağaza içerisinde doğru konumlandırılan ve kullanılan bir aydınlatmanın, ürün görünürlüğünü arttırarak satışa olumlu katkıda bulunduğunu biliyoruz.

Eren Kılıç, LED sistemine geçme sebeplerini kısaca şöyle açıklıyor: “Önceden kullandığımız halojen aydınlatma sistemlerinde renksel açıdan memnun olsak da, lambaların yüksek ısı vermesi, çok fazla enerji harcaması ve bakım-onarım maliyetlerinin yüksek olması sebebiyle mağazalarımızda LED aydınlatma kullanma kararı aldık. LED aydınlatmalar ilk bakışta halojen aydınlatmalara göre daha maliyetli gibi görünse de; yaklaşık bir yıl sonundaki enerji tasarrufu ile yapılan yatırım daha avantajlı hale geliyor ve bu fark ortadan kalkıyor. Ayrıca LED modüllerin halojenlere oranla çok daha uzun ömürlü olması ile fazla ısı yaymadığından mağazayı soğutmak için kullanılan mekanik cihazların elektrik sarfiyatını azaltıp cihazların yıpranma payını düşürmesi, maliyetlerimize göz ardı edilemez derecede katkı sağlıyor.

1478521160_adidas_axis___stanbul-mediumEren Kılıç, aydınlatmada LAMP 83’ü tercih etme sebeplerini ise “LAMP 83’ün en başından beri bizim inandığımız, güvendiğimiz ve çalışmaktan keyif aldığımız iş ortaklarımızdan birisi olmasının en önemli sebepleri arasında iyi bir satış ve tasarım ekibine sahip olmaları ile ihtiyacımız olan her isteğe karşılık verebilecek esnek ve kuvvetli ürün yelpazesinin olmasıdır” şeklinde dile getirdi.

LAMP 83 Satış Grup Müdürü Serhan Acar ise, ADIDAS ile birlikte yapılan çalışmaları “ADIDAS gibi bir dünya devinin on yılı aşkın bir süredir aydınlatma partneri olabilmek ve bu partnerliği sürdürülebilir kılmak, gerçekten çok zor bir iş. Bu konudaki sorumluluğumuzun ağır olduğunun bilincinde, ADIDAS için keyifle çalışmaya devam ediyoruz. Zaman içinde değişen mağaza aydınlatma konseptlerine uygun olarak, aydınlatma ürün ve sistemlerini hayata geçirmek için uzun süreler boyunca ciddi bir çalışma yapmamız gerekiyor. Ancak her seferinde, bu çalışmanın sonucunda ortaya çıkan tablo ile yenilikler, hem kendimizi geliştirmemizi, hem de ADIDAS’ın müşteri memnuniyetini sürdürmemizi sağlıyor. Tüm bu açılardan, ADIDAS ile çalışmak bizi son derece mutlu ediyor” şeklinde yorumladı.

Prysmian, Türk Kablo Sektöründe CPR Sertifikasını Alan İlk Şirket Oldu

$
0
0

1477052612_1466684735_cpr__2_Prysmian Group Türkiye, Yapı Malzemeleri Yönetmeliği’ne uygunluğu belgeleyen CPR sertifikasını alarak sektöründeki ilklerine bir yenisini daha ekledi.

 

Enerji ve telekomünikasyon kabloları sektörünün dünya çapında lideri Prysmian Group’un Türkiye operasyonu Prysmian Group Türkiye, binalarda kullanılan kablolarının Yapı Malzemeleri Yönetmeliği’ne uygunluğu belgeleyen CPR sertifikasını aldı. Prysmian Group Türkiye, bu sertifika ile kablolarının ülkemizde uzun yıllardır üzerinde çalışılan, 2011 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayınlanan “Yapı Malzemeleri Yönetmeliği” (CPR – Construction Products Regulation (EU) No: 305/2011) ile güç, kontrol ve iletişim kablolarındaki uygulamaları düzenleyen “EN 50575” standardına uygunluğunu belgelemiş oldu.

Yapılarda kullanılan malzemelerinin temel karakteristikleri ile ilgili performans beyanlarını ve malzemelere CE işaretinin iliştirilmesinin kurallarını belirleyerek, kabloların yangına tepki performanslarını tescil eden CPR sertifikası, Yapı Malzemeleri Yönetmeliği’ne uygunluğu belgeliyor. CPR’ın kablo sektöründeki uygulamalarını düzenleyen EN 50575 standardı ise bina ve altyapı dahil olmak üzere, herhangi bir yapıda kullanılan güç, kontrol ve iletişim kablolarının yangına tepki performansı gerekliliklerini, bu gerekliliklerle ilgili testleri ve uygunluk değerlendirmeleri ile ilgili kriterleri belirliyor.

Binalarda can ve mal güvenliğinin, kullanılan malzemelerin yangın esnasında gösterecekleri performans ile bire bir ilişkili olduğunu belirten Prysmian Group Türkiye Pazarlama ve İş Geliştirme Müdürü Tamer Yavuztürk, günümüzde inşa edilen yapılarda, yüksek miktarda kullanılan malzemelerden biri olmalarından dolayı kablo seçiminin de güvenli yaşam alanlarının inşa edilmesinde çok kritik ve önemli bir rol oynadığına dikkat çekti. Yavuztürk, CPR – Yapı Malzemeleri Yönetmeliği’nin Avrupa kablo pazarında kalite ve güvenliğin seviyesini yükseltmek için bir dönüm noktası olduğunu, tüm Avrupa Birliği ülkeleri ile birlikte, ülkemizde de 1 Temmuz 2017’de zorunlu hale gelecek EN 50575 standardının uygulanmasına geçilmesinin büyük önem taşıdığını vurguladı.

@Glowimages 421566280.Kablo sektöründe bu belgeyi alan ilk şirket olmanın gururunu yaşadıklarını belirten Yavuztürk, “Yapı Malzemeleri Yönetmeliği, tedarik zincirindeki kablo üreticilerinden, son kullanıcıya kadar ciddi bir sorumluluk getiriyor. Güçlü teknik uzmanlığımız ve CPR testleri için akredite edilmiş Mudanya’daki laboratuvarımız ile Türk kablo sektöründe yeni performans beyanı ve CE etiketlemesi sürecinde geçişin rahat olabilmesi için yıllardır büyük çaba içindeyiz. Son zamanlarda yaptığımız yatırımlarla, TÜRKAK’tan akredite laboratuvarlarımız, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından onaylı ilk ve tek kablo Ar-Ge Merkezimiz ve Prysmian Group dünya mühendislerinin eğitildiği Mudanya Üretim Akademisi ile farklılık yaratmaya devam ediyoruz. 2012 yılından itibaren yürüttüğümüz “Dikkat! Her Kablo Aynı Değildir..” girişimimizde üzerinde durduğumuz kaliteli ve güvenli ürün yolculuğumuzdaki önemli etaplardan birisi olan CPR konusunda da bir ilke imza atarak sektördeki liderliğimizi bir kez daha gösteriyor ve tüm paydaşlarımızı bilgilendirmeye devam ediyoruz. Yapı Malzemeleri Yönetmeliği’ndeki uzmanlığımızla bu sertifikayı sektörümüzde alan ilk firma olmaktan gurur duyuyoruz” dedi.

OTOKAR’IN KOÇSİSTEM VE İSBAK İŞBİRLİĞİYLE YÜRÜTTÜĞÜ PROJE TAMAMLANDI

$
0
0


1477049721_murat_uluta_____can_bar_______ztok___fatih_g__ndo__an-mediumCoMoSeF ile toplu ulaşım akıllanacak

yollar daha güvenli hale gelecek

Büyük şehirlerde yaşanan hızlı nüfus artışı, “Akıllı Şehirler” ve “Güvenli Ulaşım” kavramlarını da beraberinde getirdi. Türkiye’nin lider otobüs üreticisi Otokar, Türkiye’nin lider bilgi teknolojileri şirketi KoçSistem ve İSBAK, nesnelerin interneti dönemine ülkemizde öncülük edecek akıllı ulaşım teknolojisi projesi CoMoSeF’i tamamladı. 4 yılda geliştirilen proje ile akıllı otobüsler birbirleriyle, yol kenar üniteleri ve trafik sinyalizasyon sistemiyle konuşacak. CoMoSeF ile sürüş kalitesi artarak, trafikte maksimum güvenlik sağlanacak.

 

Türkiye’nin lider otobüs üreticisi, Koç Topluluğu şirketlerinden Otokar, Türkiye’nin lider bilgi teknolojileri şirketi KoçSistem ve İSBAK konsorsiyumu ile yürütülen Akıllı Trafik Sistemlerine Yönelik Geleceğin İşbirlikçi Mobil Hizmetleri Projesi (CoMoSeF) tamamlandı. Önümüzdeki 5 yıl içinde dünyada 50 milyar, Türkiye’de ise 10 milyona yakın cihazın birbiriyle konuşacağı nesnelerin interneti dönemine ülkemizde öncülük edecek proje; Otokar Genel Müdür Yardımcısı Murat Ulutaş, KoçSistem Genel Müdür Yardımcısı Can Barış Öztok, İSBAK Genel Müdür Yardımcısı Dr. Fatih Gündoğan‘ın katılımı ile Otokar’ın Sakarya fabrikasında tanıtıldı. Bir Avrupa Birliği programı olan CoMoSeF projesinin pilot uygulamaları ise İstanbul ve Sakarya’da gerçekleştirildi.

Şehir içi ve şehirlerarası otobüslerin birbirleriyle, yol kenarı üniteleri, trafik sinyalizasyon sistemleri ve diğer araçlarla konuşarak sürüş kalitesini artırarak, trafikte maksimum güvenlik sağlayacak sistemin tanıtım toplantısında konuşan Otokar Genel Müdür Yardımcısı Murat Ulutaş, “Teknolojilerin artık kendi içlerine enerji üretmelerinin yerine, reel dünya ile buluşma noktasında Otokar, KoçSistem ve İSBAK’ın sahip olduğu ortak vizyon, ulaşım sektöründe teknoloji alanında güçlendirmeyi hedeflediğimiz noktalar, bizi CoMoSeF gibi önemli bir projede bir araya getirdi. 4. sanayi devriminin, nesnelerin internetinin adını sıkça duymaya başladığımız bu dönemde CoMoSeF gibi projeler Türkiye’ye daha fazla katma değer üretmekle kalmayacak, devler liginde ülkemizin konumunu güçlendirecek” açıklamasını yaptı.


“10 YILDA 310 MİLYON TL’LİK AR-GE YATIRIMI GERÇEKLEŞTİRDİK”

Türkiye’nin sanayileşme adımlarının atıldığı dönemde faaliyetlerine başlayan Otokar’ın yoğun Ar-Ge çalışması, yatırımları ve mükemmeliyetçilik felsefesi ile bugün 5 kıtada 60’tan fazla ülkede faaliyet gösterdiğini belirten Ulutaş şunları kaydetti; “Son 6 yıldır Türkiye’nin en çok tercih edilen otobüs markasıyız. Başarımız, köklü tarihimizde ilklere imza atmamızı sağlayan Ar-Ge çalışmalarımız. Son 10 yılda 310 milyon TL’lik Ar-Ge yatırımı gerçekleştirdik. Bugün ve gelecek nesillerin ulaşım ihtiyaçlarını güvenli ve kaliteli bir şekilde karşılamaları için fabrikamızın yaklaşık 50 bin metrekarelik alanını Ar-Ge için ayırdık. Otomotivde gelecek trendlerine baktığımızda daha çevreci, daha güvenli ve daha akıllı ulaşım sistemlerinin ön plana çıktığını görüyoruz. Bugüne kadar Türkiye’nin ilk hibrit otobüsü ve ilk elektrikli otobüsü gibi ilkleri gerçekleştiren şirket olarak güvenli ve akıllı ulaşım sistemlerinde de öncü olmayı istedik. Maalesef ülkemizde her yıl ölüm veya yaralanma ile sonuçlanan 183 bin trafik kazası oluyor ve bunların yüzde 89’u sürücü kaynaklı gerçekleşiyor. CoMoSeF projesi ile ortaya çıkan Akıllı Otobüslerimiz ile bu oranın azalmasına katkıda bulunmak istedik.”

Toplantıda konuşan KoçSistem Genel Müdür Yardımcısı Can Barış Öztok, “KoçSistem olarak, 70 yılı aşkın tecrübemiz ve buluttan nesnelerin internetine kadar geniş çözüm yelpazemiz ile Türkiye bilgi teknolojileri hizmet pazarının lideri olarak yer alıyoruz. Türkiye’nin yazılım alanında ‘ilk’ olma özelliği taşıyan ‘Ar-Ge ve Yenilik Merkezi’miz bu yıl Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Ar-Ge Merkezleri arasında yapılan değerlendirme sonucunda ‘En İyi Kapasite’ ödülüne layık görüldü.

İşbirliği içerisinde olduğumuz 100’ü aşkın kurum ve üniversite ile geniş bir Ar-Ge ekosistemi oluşturuyor; KoçSistem – Ekosistem stratejimiz ile alanında en iyi kurumlar ile işbirliği yaparak ülkemize her geçen gün daha fazla değer yaratmayı hedefliyoruz” dedi.

KoçSistem’in Türkiye’de liderliğini sürdürdüğü dijital dönüşüm projeleriyle artık her şeyin daha “akıllı” hale geldiğini kaydeden Can Barış Öztok sözlerini şöyle sürdürdü;

“Bundan 4 yıl önce, Avrupa Birliği Akıllı Trafik Sistemleri Aksiyon Planı ve Hedef 2023 Ulusal Aksiyon Planı’nı destekleyen Akıllı Trafik Sistemlerine yönelik geleceğin hizmetlerinin yaratılması amacıyla hayata geçirilen CoMoSeF projesinde KoçSistem olarak, bilgi teknolojilerini ulaşım sistemlerine entegre ederek bugün ulaşım sektörünün dijital dönüşümünü gerçekleştiriyoruz. Teknoloji firmalarının otomobil üretme çalışmaları yaptığı günümüzde, otomotiv firmalarının da bilgi teknolojilerine yakınsamasını çok önemsiyor ve şirketlerin geleceğin teknoloji şirketleri olmaları için itici bir güç olarak konumlanıyoruz. CoMoSeF Projesi, bu anlamda da çok önemli bir proje; çünkü doğru vizyon, strateji ve iş ortakları ile otomotiv sektörünün bilgi teknolojilerinin kullanımıyla nasıl bir noktaya gelebileceğinin somut başarı hikayesidir.”

İBB İSBAK Genel Müdür Yardımcısı Dr. Fatih Gündoğan toplantıda yaptığı konuşmada, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Akıllı Şehir İstanbul Vizyonunu yöneten İSBAK’ın sürdürülebilir ve daha yaşanabilir şehirler için geliştirdiği ulaşım, enerji, çevre, gibi konularda inovatif çözümlerini ele aldı. Gündoğan sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’nin Akıllı Ulaşım Sistemleri alanındaki ilk ve tek lisanslı Ar-Ge merkezi ile Akıllı Ulaşım Sistemleri’nin önemli aktörlerinden biri olan İSBAK AŞ; bugün Akıllı Şehir İstanbul vizyonuna hizmet eden tüm sistemlerin yönetilebilir ve sürdürülebilir hale getirilmesi misyonuyla çalışmalarına yön veriyor. İSBAK olarak; her geçen gün daha da büyüyen, karmaşık bir hale gelen şehirlerin etkin ve inovatif bir yaklaşımla yönetilebilmesi için akıllı çözümler geliştiriyor,  başta İstanbul olmak üzere tüm metropollerde yaşam kalitesini artırmaya yönelik projelerimizi uygulamaya geçiriyoruz. CoMoSeF projesinin Türkiye koordinatörü olarak; akıllı ulaşım sistemleri alanında sahip olduğumuz deneyimi insan ve çevre odaklı çözümlere dönüştürürken, gezegenimizdeki karbon ayak izimizi de küçültüyoruz.”

ARTIK ARAÇLAR BİRBİRLERİYLE KONUŞUYOR

Geleceğin İş Birlikçi Mobil Hizmetleri (Co-Operative Mobility Services of the Future (Co-MoSeF); yol, hava ve trafik durumu bilgilerini araçlara aktararak güvenli sürüş sağlanmasını hedefliyor. Geleceğin akıllı trafik sistemlerini ortaya koyma hedefiyle yürütülen proje kapsamında geliştirilen sistem sayesinde artık araçlar birbiriyle konuşup, yol kenarı üniteleriyle haberleşip, trafik sinyalitasyon sistemlerinden an ve an bilgi alabilecek. Özellikle büyükşehirlerde trafik yönetimini önemli ölçüde kolaylaştıracak CoMoSeF ile elde edilen veriler, sürüş güvenliğini artırmak ve trafik yönetimini desteklemek için kullanılacak. Bu bilgiler mobil uygulamalar ve servis aracılığıyla sürücü, yolcu ve trafik otoritelerinin hizmetine sunulacak.

 

PROJE AVRUPA’YA ÖRNEK OLDU

Eureka Celtic-Plus kapsamında desteklenen projenin çalışmalarına Avrupa’da 2012 yılında başlandı. Türkiye konsorsiyumu ise 2013 yılında oluşturdu. Türkiye konsorsiyumu tarafından proje faaliyetlerinin tamamlanması 25 ayda gerçekleştirildi. Söz konusu projede, ISBAK’ın ana görevi, yol kenarı ünitesinden alınan verilerin araçlara ve merkezi sisteme iletilmesi oldu. KoçSistem, araç-araç ve araç-yol kenarı ünitesi haberleşmesini sağlarken, Otokar; araçlardaki mevcut haberleşme hatlarında yer alan mesajların, KoçSistem’in ara birimine ulaştırılmasından sorumlu. Ayrıca araç-araç ve araç-yol ünitesi haberleşmesi ya da sistemden gelecek mesajların kullanıcıya iletilmesi üzerine çalışmaları da Otokar tarafından gerçekleştirildi.

 

Ulaşımda dünyaya örnek teşkil eden proje sayesinde trafik ile ilgili tüm oluşumlara ortak bir alt yapı faydası sunulacak. Örneğin yolda bir kaza varsa diğer araçlar için yol güvenliğinin sağlanması, araçlardan istasyona kaza bilgisinin gelmesi, istasyonun en yakın kurtarma servisine bu haberi iletmesi, acil servis görevlilerinin en kısa sürede olay yerine ulaşmaları ve duruma müdahale ederek trafiği açmaları mümkün olacak. Proje sayesinde yolda gerçekleşen bir kaza durumunda araçlar farklı güzergâha yönlendirilebilecek. CoMoSeF hayata geçtiğinde araçlar arası iletişim hem GPS hem de wireless olarak sağlanacak. Araçlardan hız bilgisi, yol durumu, trafik yoğunluğu, kavşak bilgileri, hava koşulları hakkında bilgi alınacak ve araçlar bu bilgileri sistem üzerinden paylaşacak.

7 ayrı ülkeden 21’den fazla iş ortağı katılımıyla yürütülmüş olan CoMoSef projesinde, Türkiye konsorsiyumu araç üstü demoyu gerçekleştiren tek konsorsiyum olma özelliğini taşıyor. Ayrıca, Türkiye konsorsiyumu tarafından yürütülen proje, Avrupa’da başarılı uygulamalar arasında gösteriliyor.

AKILLI OTOBÜSLERİN VE COMOSEF’İN HAYATIMIZA KATKILARI

Otokar’ın Sakarya fabrikasında tanıtılan CoMoSeF kapsamında çalışılan senaryolar ise şöyle:

Yol Durumu Bilgisi: Sistem, yol kenarı ünitelerinden aldığı bilgiyi araçlara ileterek; Buzlu Yol, Bozuk Yol, Kapalı Yol, Kaygan Zemin gibi uyarıları sürücüye bildiriyor.

Trafik Kazası Bilgisi: Sürücülere trafik kazasının büyüklüğünü, yönünü ve kaza mahalline olan mesafeyi bildiriyor.

Yol Çalışması Bilgisi: Sürücülere yol çalışması bilgisini ve yol çalışmasına kalan mesafeyi aktarıyor.

Trafik Yoğunluğu Bilgisi: Sistem araç yönüne göre trafik yoğunluğu bilgisini sürücülere bildiriyor.

Çarpışma Uyarısı: Sistem diğer araçlardan aldığı bilgiler doğrultusunda kavşağa yaklaşan araçlarda çarpışma olasılığı varsa sürücüleri uyarıyor ve mesafe bilgisi veriyor.

Öncelikli Araç Uyarısı: Sistem; itfaiye, ambulans, polis ya da çekici/kurtarıcı gibi araçların vermiş olduğu öncelikli araç yaklaşma uyarısı doğrultusunda sürücüleri bu araçlara trafikte öncelik verilmesi amacıyla uyarıyor.

Hız Sınırı Uyarısı: Aracın bulunduğu yoldaki hız sınırının aşılması halinde sürücüler uyarılıyor. Ayrıca bulunan bölgede yeşil dalga sistemi varsa yeşil dalga hız bilgisi sürücülere iletiliyor.

Sinyalizasyon Bilgisi: Sinyalizasyon sistemlerinden alınan bilgi sürücülere iletiliyor, trafik ışığı değişim süresi araç içi bilgilendirme ekranında görülebiliyor. Trafik ışığı kırmızı yanıyor ve araç hareket halinde ise yeşil ile geçilebilecek ideal ortalama hız bilgisi de sürücüye iletiliyor.

 

OTOKAR HAKKINDA

Otokar, kendi teknoloji, tasarım ve uygulamaları ile müşterilerinin ihtiyaçlarına uygun özel çözümler sunmaktadır. Koç Topluluğu bünyesinde yer alan Otokar, ticari araçlarda otobüs, kamyon ve semi treyler üretmektedir.

Teksan Jeneratör ailesi Emeğe Saygı Ödül Töreni’nde biraraya geldi

$
0
0

1478271187_zdemir_ata___teksan_jenerator_yonetim_kurulu_baskani-mediumTeksan Jeneratör Şirketler Grubu, bünyesinde 5, 10, 15 ve 20’inci yılını geride bırakan personeli için düzenlediği “Emeğe Saygı Ödül Töreni” ile çalışanlarına bir kez daha teşekkür etti. Bu yıl üçüncü kez düzenlenen ödül töreninin özel konuğu ise Sunay Akın oldu. Cumhuriyet, bilgi ve insan odaklı bir konuşma yapan Sunay Akın ödül törenine katılanlara duygulu anlar yaşattı.

Teksan Jeneratör Yönetim Kurulu ve çalışanların katılımı ile gerçekleşen ödül töreninde 5, 10, 15 ve 20 yılını geride bırakan çalışanlara plaketleri takdim edildi. Sancaktepe Belediyesi Samandıra Kültür Merkezi’nde düzenlenen törende şirket bünyesinde 167 çalışan plaketlerini ve ödüllerini aldı.

Ödül töreninde Teksan Jeneratör Yönetim Kurulu Başkanı Özdemir Ata, Genel Müdür Yunus Teksan ve Pazarlama İletişimi Müdürü Deniz Sağlam birer konuşma yaptı. Araştırmacı, yazar ve şair Sunay Akın’ın konuk olarak katıldığı ödül töreninde Cumhuriyet, bilgi ve insan kavramlarının altını çizdiği konuşması katılanlara duygulu anlar yaşattı.

Teksan Jeneratör Yönetim Kurulu Başkanı Özdemir Ata ödül töreninde yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Her zaman önce insan diyoruz, çalışanlarımızın güvenliği ve mutluluğu bizim için ilk sırada geliyor. Şirketimizin başarısında ve bugün geldiği noktada çalışanlarımızın çok büyük bir payı var. Artık bir aile olduğumuz mesai arkadaşlarıma şirketimize yaptıkları tüm katkılarından dolayı çok teşekkür ediyor, ödül alan ekip arkadaşlarımızı kutluyorum.”

CWIEME İstanbul 2016 Fuarı Görselleri

$
0
0

electricity-turkey-medium16-18 Kasım 2016 tarihlerinde İstanbul  Fuar Merkezinde Bobinaj, Elektrik Motoru Ve Trafo Üretimi Endüstrilerine Yönelik düzenlenen CWIEME İstanbul 2016 fuarına yerli ve yabancı 100’e yakın firma katıldı. Geçen yıl birincisi düzenlenen CWIEME İstanbul fuarı her geçen gün adından söz ettirmeye devam ettirmektedir. Konusunun uzmanı mühendisler ve satın alma profesyonelleri yeni ve hali hazırda çalışmakta oldukları tedarikçilerle buluşarak çözüm üreten ürünlere yatırım yapmak, diğer profesyonellerle bir araya gelmek ve endüstride yaşanan gelişmelerden haberdar olmak için CWIEME İstanbul Fuarını ziyaret edildi

AEV-Ltd Afa di de angi srl ar-es trafo ATOP-S.p.A Avabis Baysan boydem Can Kalip cargill Castech S.r.l. Coveme spa doganak elektro ak elektro aktif elentas ELETTRORESIN S.r.l emtel emaye enpay erikoglu bakır Ge Elektrik HM Elektromekanik İnci Makine Lefa Kervancıoğlu Kervancıoğlu M.C.E. s.r.l Nippon Rika Oktel OMT Otomasyon Rad-Tek Reinhausen RFL fuarcilik Sarcam sarkuysan Seba Makina SMZ Wickel somal sac sps electronic teknolabor tema metal trans-can UKRPROMVNEDRENIE-LTD umtt unimak weidmann yildiz izolasyon
Viewing all 1973 articles
Browse latest View live